Urantia'nın Kitabı
154. Makale
Kapernaumdaki Son Günler
154:0.1 (1717.1) NİSANIN 30u, büyük öneme sahip Cumartesi gecesi, İsa ümitsizliğe kapılmış ve şaşkınlık içerisindeki takipçilerine teselli ve cesaretin bu kelimelerini söylerken, Tiberyada, Hirodes Antipa ve Kudüs Sanhedrini temsil eden özel heyet üyelerinden meydana gelmiş bir topluluk bir araya gelmişti. Bu kâtipler ve Ferisiler güçlü bir biçimde Hirodesden İsayı tutuklamasını istemişti; onlar Hirodesi, İsanın kabalıkları itiraza ve hatta isyana karşı kışkırtmakta olduğuna ikna etmek için ellerinden geleni yapmışlardı. Ancak, Hirodes, siyasi bir suçlu olarak İsaya karşı harekete geçmeyi reddetmişti. Hirodesin danışmanları, gölün karşı yakasında insanlar İsayı kral olarak duyurmayı amaçladığında onun bu öneriyi nasıl reddetmiş oluşuna dair yaşanmışlığı doğru bir biçimde bildirmişti.
154:0.2 (1717.2) Hirodesin resmi ailesinin bir üyesi olan, eşi kadınların hizmet birliğine ait, Çuza Hirodesi, İsanın dünyevi yönetime ait hususlara karışma girişiminde bulunmadığı hakkında bilgilendirmişti; onun yalnızca, cennetin krallığını kardeşlik olarak adlandırmakta olduğu, inananlarının ruhsal kardeşliğinin oluşturulması ile ilgili olduğunu. Hirodes Çuzanın bildirilerine o kadar güvenmekteydi ki, İsanın etkinliklerine müdahalede bulunmayı reddetmişti. Hirodes aynı zamanda bu zaman zarfında, İsaya olan tutumunda, Vaftizci Yahyaa karşı duymuş olduğu hurafesel korkudan etkilenmiş haldeydi. Hirodes, hiçbir şeye inanmayan ancak her şeyden korkan dinini terk etmiş Musevilerden bir tanesiydi. O, Yahyayı ölüme göndermeden dolayı bir vicdan azabı çekmekteydi, ve o, İsaya karşı olan bu gizli planların bir parçası olmak istememekteydi. O, görünürde İsa tarafından iyileştirilmiş olan birçok hastalık vakasını bilmekteydi, ve o İsayı bir tanrı-elçisi veya göreceli zararsız dini köktenci olarak görmekteydi.
154:0.3 (1717.3) Museviler onu, ihanet içindeki bir kişiyi korkmakla suçlayan bir biçimde Sezara bildirmekle tehdit ettiğinde, Hirodes onların heyet odasından çıkması emrini vermişti. Böylece mesele bir hafta boyunca kenarda beklemiş oldu, bu süre zarfında ise İsa takipçilerini bekleyen dağılım için hazırlamıştı.
1. Bir Haftalık Tavsiye Dönemi
154:1.1 (1717.4) 1 Mayısdan 7 Mayısa kadar İsa, Zübeydelerin evinde takipçileri ile yakından bir tavsiye dönemi düzenledi. Sadece sınanmış ve güvenmiş olan takipçiler bu görüşmelere kabul edilmişti. Bu zaman zarfında orada yalnızca, Ferisilere karşı gelmenin ve açık bir biçimde İsaya bağlılıkta bulunmanın ahlaki cesaretine sahip yaklaşık yüz takipçi bulunmaktaydı. Bu toplulukla birlikte o sabah, öğleden sonrası ve akşam oturumlar düzenlemişti. Sorusu olan kişilerin küçük toplulukları her öğleden sonrası, öğreti-yayıcıları ve havarilerin kendileri ile konuşmada bulundukları deniz kenarında bir araya gelmişti. Bu topluluklar nadiren elliyi geçmişti.
154:1.2 (1717.5) Bu haftanın Cuma günü, Tanrının evini İsa ve onun takipçilerine kapatma resmi eylemi Kapernaum sinagogu yöneticileri tarafından gerçekleştirilmişti. Bu eylem, Kudüs Ferisilerinin kışkırtmaları ile gerçekleşmişti. Yairus baş-yönetici görevinden istifa etmiş olup, kendisini açık bir biçimde İsanın yanında konumlandırmıştı.
154:1.3 (1718.1) Deniz kenarındaki buluşmalarının sonuncusu, 7 Mayısda, Şabat öğleden sonrasında düzenlenmişti. İsa, bu zaman zarfında bir araya gelmiş olan yüz elli kişiden daha az bir topluluğa konuşma yapmıştı. Bu Cumartesi akşamı, İsa ve onun öğretilerine olan popüler ilginin gidişatındaki en alt düzeyi simgelemişti. Bu zaman zarfından itibaren, kendisine olan olumlu eğilimde düzenli, yavaş, ancak daha sağlıklı ve daha güvenilir bir büyüme mevcut olmuştu; ruhsal inanışta ve gerçek dini deneyimde daha güçlü köklere sahip yeni bir takip ortaya çıkmıştı. Üstünün takipçileri tarafından inanılmış olan krallığın maddi kavramsallaşmaları ile İsa tarafından öğretilmiş olan daha idealist ve ruhsal kavramsallaşmalar arasındaki az veya çok eklemsi ve tavizkar nitelikteki aşama artık kesin bir biçimde sona ermişti. Bu andan itibaren orada, daha geniş kapsamı ve onun uçsuz bucaksız ruhsal manaları içinde krallığın müjdesine ait daha açık bir duyuru bulunmaktaydı.
2. Bir Haftalık Dinlenme Dönemi
154:2.1 (1718.2) M.S. 29da, Mayıs ayının 8i, Pazar günü, Kudüsde, Sanhedrin, İsa ve onun takipçilerine Filistinin sinagoglarından tümünü kapatan bir yönerge geçirmişti. Bu, Kudüs Sanhedrinin yeni ve öncesinde emsali bulunmayan bir yönetim yetkisi ihlaliydi. Bu zaman zarfına kadar her sinagog, ibadetçilerin bağımsız bir ayin topluluğu olarak mevcudiyetine sahip olmuş ve bu şekilde faaliyet göstermişti; ve, her sinagog, onu yönetenlerden oluşan kendi öz heyetinin idaresi ve yönlendirişi altındaydı. Yalnızca Kudüsün sinagogları Sanhedrinin yönetim yetkisine tabi haldeydi. Sanhedrinin bu geneli kapsayan eylemini onun beş üyesinin istifası takip etmişti. Beş yüz iletici derhal, bu yönergeyi bildirme ve onu uygulama görevi ile görevlendirilmişti. İki hafta gibi kısa bir süre içinde Filistindeki her sinagog, Hebrondaki sinagog haricinde, Sanhedrinin bu açık bildirisine boyun eğmişti. Hebron sinagogunun yöneticileri, meclisleri üzerinde Sanhedrinin böyle bir kararı uygulama hakkını tanımayı reddetmişti. Kudüs yönergesine rıza göstermeye dair bu ret, İsanın gayesine besledikleri anlayış yerine, ayinsel topluluklarının bağımsızlığına dair mücadelelerine dayanmaktaydı. Bundan kısa bir süre sonra Hebron sinagogu bir yangınla yerle bir olmuştu.
154:2.2 (1718.3) Bu aynı Pazar sabahı İsa; takipçilerinden her birinden, sıkıntı içindeki ruhlarını dinlendirmeleri ve sevdiklerine cesaret sözcükleri söylemeleri için evlerine veya arkadaşlarına geri dönmelerini isteyen bir biçimde, bir haftalık tatil ilan etmişti. O şunu söylemişti: Krallığın genişlemesi için dua ederken, eğleneceğiniz veya balık tutacağınız birden çok yere gidin.
154:2.3 (1718.4) Dinlenmenin bu haftası İsanın deniz kenarında birçok aile ve topluluğu ziyaret etmesine olanak sağladı. O birden çok sefer Davud Zübeyde ile birlikte balık tutmaya gitmişti; ve, o, İsayı korumaya dair önderlerinden kesin bir biçimde verilmiş emirlere sahip Davudun en sadık iki veya üç ileticisi tarafından her zaman yakından izlenir halde, vaktinin büyük bir kısmını yalnız dolaşarak geçirmişti. Bu dinlenme haftası boyunca kamu öğretisinin hiçbir türü bulunmamaktaydı.
154:2.4 (1718.5) Bu, Nathanyel ve Yakub Zübeydenin küçük çaplı bir hastalıktan daha fazlasından muzdarip oldukları haftaydı. Üç gün ve gece boyunca onlar şiddetli bir biçimde, acı veren bir mide sıkıntısı çekmişti. Üçüncü gün İsa, Yakubun annesi, Şalomeyi dinlenmesi için evine gönderirken, sıkıntı içindeki havarilerine bizzat kendi bakmıştı. Tabii ki İsa bu iki adamı derhal iyileştirebilirdi; ancak, bu, ne Evlatın ne de Babanın, zaman ve mekânın evrimsel dünyaları üzerinde insan evlatlarının bu ortak zorlukları ve sıkıntıları ile ilgilenme yöntemi değildi. Bir kez bile, beden içindeki büyük öneme sahip yaşamının tümü boyunca, İsa, yeryüzü ailesinin herhangi bir üyesine veya doğrudan takipçilerinin herhangi biri adına doğa-ötesi yardımın herhangi bir türüne girişmemişti.
154:2.5 (1719.1) Evren zorlukları görülmek ve gezegensel engellerle fani yaratılmışların evrimsel ruhlarının, ilerleyici kusursuzlaşımı olarak büyüme ve gelişim için sağlanmış deneyimsel hazırlanışın bir parçası olarak yüzleşilmek zorundadır. İnsan ruhunun ruhsallaşımı, gerçek evren sorularının geniş bir kapsamını eğitimsel bir biçimde çözme ile olan yakından deneyimi gerektirmektedir. İrade sahibi yaratılmışların hayvansal doğası ve daha alt türleri, çevresel koşullar içinde elverişli biçimde ilerlememektedir. Zorlayıcı itki ile birlikte sorunsal durumlar, fani ilerleyişin değerli hedeflerinin erişimine ve ruhaniyet nihai sonunun daha yüksek düzeylerine erişmeye oldukça güçlü bir biçimde katkıda bulunan akıl, ruh ve ruhaniyet etkinliklerini yaratmaya zemin hazırlamaktadır.
3. İkinci Tiberya Görüşmesi
154:3.1 (1719.2) Mayısın 16sında, Tiberyadaki ikinci görüşmede Kudüsdeki yönetim gücüne sahip kişiler ile Hirodes Antipa bir araya geldi. Kudüsün hem dini hem de siyasi önderleri görüşmede hazır bulunmaktaydı. Musevi önderleri Hirodese, hem Celile hem de Yehudadaki sinagogların neredeyse tümünün İsanın öğretisine kapalı olduğunu bildirmeye yetkin konumdalardı. Hirodesin İsayı tutuklaması için yeni bir çabada bulunulmuştu; ancak, o, bu kişilerin güçlü isteğini gerçekleştirmeye reddetmişti. Mayıs ayının 18inde, buna rağmen, Hirodes Sanhedrin yönetim makamlarına, Yehudanın Romalı yöneticisinin razı olması koşulu ile, İsanın yakalanması ve Filistine dini suçlamalarla yargılanması için getirilmesi tasarımını gerçekleştirmesi için izin vermeyi kabul etmişti. Bu arada da, İsanın düşmanları oldukça meşgul bir biçimde Celile boyunca, Hirodesin İsaya düşmancıl hale geldiğine ve onun öğretilerine inanmış olan herkesi yok etme amacı taşıdığına dair dedikoduyu yaymaktaydı.
154:3.2 (1719.3) Mayısın 21nde, Cumartesi gecesi; Kudüsde bulunan sivil yöneticilerin, İsanın yakalanması ve Kudüse, Musevi milletinin kutsal yasalarını hiçe sayması suçlaması ile Sanhedrin heyetinin önüne çıkarılması amacıyla getirilmesine dair Hirodes ve Ferisiler arasında yapılmış anlaşmaya dair hiçbir itirazda bulunmadıklarına dair haber Tiberyaya ulaşmıştı. Bunun uyarınca, bugünün gece yarısından hemen önce, Hirodes, Sanhedrin görevlileri tarafından onun hâkimiyeti altındaki topraklarda İsanın yakalanmasına ve zorla mahkeme için Kudüse getirilmesine izin veren yönergeyi imzaladı. Birçok farklı yerden güçlü baskı, Hirodesin bu izne razı olmasına sebep olmuştu; ve, o, İsanın, Kudüsde bulunan kızın düşmanları karşısında adil bir mahkeme bekleyemeyeceğini oldukça iyi bilmekteydi.
4. Kapernaumdaki Cumartesi Gece
154:4.1 (1719.4) Bu aynı Cumartesi gecesi, önde gelen elli vatandaştan oluşan bir topluluk, şu çok önemli soruyu tartışmak için sinagogda buluşmuştu: Bizler İsa ile ne yapmalıyız? Onlar gece yarısından sonrasına kadar konuşup, tartışmada bulunmuştu; ancak, anlaşma için herhangi bir ortak noktayı bulamamışlardı. İsanın Mesih, en azından kutsal bir kişi, hiç değilse bile bir tanrı-elçisi, olabileceğine dair inanışa eğilimi olan az sayıdaki birkaç kişi dışında, sırasıyla, şu görüşe sahip olan neredeyse dört eşit topluluk arasında bölünmüş durumdaydı:
154:4.2 (1719.5) 1. O, ne yaptığını bilmez ve zararsız bir dini köktenciydi.
154:4.3 (1719.6) 2. O, isyana kışkırtabilecek tehlikeli ve hesapçı bir tahrikçiydi.
154:4.4 (1720.1) 3. O, ecinnilerin düzeyinde olup, kötü ruhaniyetlerin bir prensi bile olabilirdi.
154:4.5 (1720.2) 4. O, aklı yerinde olmayan; zihinsel olarak dengesiz halde, deli bir kişiydi.
154:4.6 (1720.3) Orada, İsanın duyurduğu inanç-savları hakkında sıradan insanlar için üzüntü kaynağı olan birçok konuşma gerçekleşmekteydi; onun düşmanları, İsanın öğretilerinin, eğer herkes onun düşünceleri uyarınca yaşamak için dürüst bir çaba gösterirse her şeyin parçalara ayrılacağı biçimde, uygulanamaz olduğunu savunmaktaydı. Ve, ilerleyen birçok nesile ait insanlar aynı şeyleri söyleyegelmişlerdir. Birçok ussal ve özünde iyi niyetli kişi, bu açığa çıkarılışların daha aydınlanmış çağında bile, çağdaş medeniyetin İsanın öğretileri üzerine inşa edilemeyecek olduğunu savunmaktadır ve onlar göreceli olarak doğrudurlar. Ancak, bu türden kuşkucuların tümü, çok daha iyi bir medeniyetin onun öğretileri üzerine kurulabilme şansının geçmişte bulunduğunu, ve onun gelecek bir zamanda kurulacağını unutmaktadır. Bu dünya hiçbir zaman, İsanın öğretilerini büyük bir ölçekte yerine getirmeye ciddi bir biçimde denememiştir, tarafınızdan-adlandırıldığı-biçimiyle Hıristiyanlıkın inanış-savlarını takip etmek için sıklıkla gerçekleştirilmiş olan yarı-gönüllü girişimlerine rağmen.
5. Çok Önemli Pazar Sabahı
154:5.1 (1720.4) Mayısın 22si, İsanın yaşamında büyük öneme sahip olan bir gündü. Bu Pazar sabahı, gün ağarmadan önce, Davudun ileticilerinden bir tanesi, Hirodesin Sanhedrin görevlileri tarafından İsanın tutuklanmasını onayladığını veya onaylamak üzere olduğu haberini getiren bir biçimde, Tiberyadan büyük bir acele ile ulaşmıştı. Bu beklenen tehlikeye dair haberin alınışı, Davud Zübeydenin ileticilerini ayaklandırıp, onları sabahın yedisinde bir acil durum heyeti için toplayan bir biçimde, takipçilerin tüm yerel topluluklarına göndermesine neden olmuştu. Yudenin (İsanın kardeşinin) görümcesi bu endişe verici bildiriyi duyduğunda, haberi, onları derhal Zübeydenin evinde toplanmaya çağıran bir biçimde, yakında ikamet eden İsanın tüm ailesine yetiştirmişti. Ve, bu acele çağrıya karşılık olarak, kısa bir süre içinde orada Meryem, Yakub, Yusuf, Yude ve Ruth bir araya gelmişti.
154:5.2 (1720.5) Bu erken sabah buluşmasında, İsa, toplanmış takipçilerine veda yönergelerini aktardı; bu, onların yakın bir süre içinde Kapernaumdan dağıtılacağını oldukça iyi bilen bir halde, kendilerine o anda elveda bulunuşundan meydana gelmişti. İsa onların tümüne, rehberlik için Tanrıyı aramalarının ve sonuçlarından bağımsız olarak krallığın görevine devam etmelerini salık vermişti. Öğreti-yayıcıları, çağrılabilecekleri zamana kadar yerinde gördükleri biçimde emeklerini vereceklerdi. O, öğreti-yayıcılarından on ikiliyi kendisine eşlik etmek için seçmişti; o, on ikili havarinin ne olursa olsun kendisiyle birlikte kalmaya devam etmesine salık vermişti. O, on iki kadının kendisi görevlendirene kadar Zübeyde ve Petrusun evlerinde kalmaya devam etmesini emretmişti.
154:5.3 (1720.6) İsa, Davud Zübeydenin eyalet boyunca gerçekleştirmekte olduğu iletici hizmetini devam ettirme isteğine razı olmuştu; yakın bir süre içinde Üstüne elveda edişinde, Davud şunu söylemişti: Görevine devam et, Üstünümüz. Bağnazların seni yakalamasına izin verme, ve ileticilerin seni takip edeceğinden hiçbir zaman kuşkun olmasın. Benim adamların hiçbir zaman seninle iletişimi kesmeyecek, ve onlar vasıtasıyla sen diğer yakalarda olan krallık hakkında bilgi alacaksın, ve onlar vasıtasıyla bizler senin hakkında bilgi edineceğiz. Başıma gelen hiçbir şey bu hizmeti etkilemeyecek; zira, ben, birinci ve ikinci, hatta üçüncü önderleri atamış bulunmaktayım. Ben ne bir öğretmen ne de bir duyurucuyum; ancak, kalbimden bunu yapmaktayım, ve hiç kimse beni durduramaz.
154:5.4 (1720.7) Bu sabah yaklaşık olarak 7:30da İsa, kendisini duymak için ev içine doluşmuş olan neredeyse yüz inanana ayrılık konuşmasına başlamıştı. Bu, orada bulunan herkes için büyük ciddiyete sahip bir olaydı; ancak, İsa, beklenmedik bir biçimde neşeli görünmekteydi; o, bir kez daha kendi olağan benliğindeydi. Haftaların ciddiyeti gitmiş, İsa onların tümü için, inanca, umuda ve cesarete dair sözleri ile ilham kaynağı olmuştu.
6. İsanın Ailesinin Varışı
154:6.1 (1721.1) İsanın yeryüzü ailesinin beş üyesi Yudenin görümcesinin acele çağrısına karşılık olarak olay yerine ulaştığında, bu Pazar sabahı saat yaklaşık olarak sekizi göstermekteydi. Beden içindeki tüm aile üyeleri içinde yalnızca tek bir kişi, Ruth, yeryüzü üzerindeki onun görevinin kutsallığına tüm kalbiyle ve devam eden bir biçimde inanmıştı. Yude ve Yakub, ve hatta Yusuf, hala, İsaya olan inançlarının büyük bir kısmını taşımaya devam etmekteydi; ancak, onlar gururun, doğru yargılarına ve gerçek ruhsal eğilimlerine müdahalede bulunmasına izin vermişlerdi. Meryem benzer bir biçimde, annesel sevgi ve aile gururu arasında olmak üzere, derin sevgi ve korku arasında arada kalmıştı. Her ne kadar o kuşkular tarafından rahatsız edilse de, İsanın doğumundan önce Cebrailin gerçekleştirmiş olduğu ziyareti hiçbir zaman bütünüyle unutamamıştı. Ferisiler Meryemi, akılsal yoksunluğa sahip olan bir biçimde, İsanın akıl sağlığının yerinde olmadığına ikna etmek için emek zarf etmiş haldeydi. Onlar Meryeme; İsanın sağlığının yakın bir süre içinde çökeceği, ve eğer kendisinin bu şekilde devam etmesine izin verilirse sonuç olarak bütün aileye onursuzluktan ve utançtan başka bir şeyin gelmeyeceği teminatını vermişlerdi. Ve, böylece, Yudenin görümcesinden bu haber geldiğinde, Ferisiler ile önceki akşam buluşmuş oldukları yer olan Meryemin evinden derhal hep beraber Zübeydenin evinin yolunu tuttular. Onlar Kudüs önderleri ile gecenin ilerleyen saatlerine kadar konuşmuş olup, onların tümü az ve çok İsanın garip bir biçimde hareket ettiğine, belirli bir süredir garip bir biçimde hareket ettiğine, emin olmuşlardı. Her ne kadar Ruth onun tüm davranışlarını açıklayamasa da, o her zaman İsanın ailesine adil bir biçimde davranmış olduğunda ısrarcı olup, İsayı ilave emeklerinden caydırma çabaları tasarımını kabul etmeyi reddetmişti.
154:6.2 (1721.2) Zübeydenin evine olan yolcukları süresince onlar bu şeyler üzerinde konuşmuş olup, İsanın kendileriyle birlikte eve gelmesi için onu ikna etmekte hem fikir olmuşlardı; zira, Meryem şunu söylemişti: Eğer o bir eve gelse ve beni dinlese, ben oğlum üzerinde etkide bulunacağımı biliyorum. Yakub ve Yude, İsanın tutuklanma ve mahkeme için Kudüse götürülme planlarına dair söylentileri duymuş haldeydiler. Onlar aynı zamanda kendilerinin güvenliğinden büyük endişe duymaktaydılar. İsa halk gözünde gözde bir şahıs oldukça, ailesi olanlara izin vermişti; ancak, şimdi Kapernaum insanları ve Kudüsün yöneticileri, aniden kendisine karşı tarafın alınca, onlar kesin bir biçimde, utandıkları konumlarının yaratmış olduğu varsayılan utancın baskısını hissetmeye başlamışlardı.
154:6.3 (1721.3) Onlar İsayı görmeyi, kendisini kenara çekmeyi, kendisinden beraberce evlerine geri dönmesini güçlü bir biçimde talep etmeyi beklemekteydi. Onlar kendisine; eğer, sadece, kendisine sıkıntı getirmekten ve ailesine onursuzluk yakıştırmaktan başka bir şey olmayan yeni bir dini duyurma çabasının budalalığını bırakırsa, onun kendilerini yüzüstü bırakışını unutma bağışlama, unutma teminatını vermeyi düşünmüşlerdi. Tüm bunların hepsi karşısında Ruth yalnızca şunu söylemekteydi: Ağabeyime, kendisinin bir Tanrı evladı olduğunu düşündüğümü söyleyeceğim ve ümit ediyorum ki o, bu ahlaktan yoksun Ferisiler kendi duyurusunu durdurmasına izin verişinden önce ölmeye gönüllü olacaktır. Yusuf, diğerleri İsa ile mücadele ederken Ruthu susturmaya söz vermişti.
154:6.4 (1721.4) Onlar Zübeydenin evine ulaştıklarında, İsa, takipçilerine olan elveda konuşmasının tam ortasındaydı. Onlar eve girmeye çalıştı, ancak ev taşan derecede kalabalıktı. Sonunda onlar kendilerine arka veranda bir yer bulup, geldiklerine dair haberi İsaya aktarmışlardı; bu haber kulaktan kulağa nihayeten Şimon Petrus tarafından İsaya fısıldanana kadar taşınmıştı; Şimon Petrus İsanın konuşmasını yarı kesmiş ve şunu söylemişti: Bak, annen ve kardeşlerin dışarıda, ve onlar seninle konuşmaya oldukça can atıyorlar. Bu aşamada, annesi, takipçilerine bu elveda iletisinin verilişinin ne kadar önemli olduğunu bir kez olsun düşünmemişti; ne de, o, oğlunun konuşmasının muhtemel bir biçimde kendisini tutuklayacak olanların varışı tarafından her an içinde sonlanabileceğini bilmekteydi. O gerçekten de, görünürde oldukça uzun bir ayrılıktan sonra, o ve kardeşlerinin mevcut bir biçimde kendisine gelme iyiliği gösterişinin gerçekliği ışığında, İsanın konuşmasını sonlandırıp, beklemelerine dair haberi duyduğu an kendilerine geleceğini düşünmüştü.
154:6.5 (1722.1) Bu tam da, yeryüzü ailesinin Babasının görevi üzerinde olduğunu kavrayamadığı o anlardan bir tanesiydi. Ve, böylece, Meryem ve kardeşleri, iletiyi almak için konuşmasına ara vermesine rağmen, kendilerini karşılamak için koşması yerine, onun güzel sesinin şu artan bir sesle konuşmasını duyduklarında, derin bir biçimde alınmışlardı: Anneme ve kardeşlerime benim için hiçbir korku duymamalarını söyle. Dünyaya beni göndermiş olan Baba, beni yalnız bırakmayacaktır; ne de herhangi bir zarar benim aileme gelecektir. Onların cesur olmasını söyle ve güvenlerini krallığın Babasına emanet etmelerini iste. Ancak, son kertede, kim benim annem ve kardeşlerim? Ve, ellerini odada toplanmış olan takipçilerinin tümüne uzatarak, şunu söyledi: Ben bir anneye sahip değilim; kardeşlere sahip değilim. İşte annem, işte kardeşlerim! Her kim cennet içindeki Babamın iradesini yerine getirirse, o kişi benim annem, erkek ve kız kardeşimdir.
154:6.6 (1722.2) Ve, Meryem bu sözleri duyduğunda, Yudenin kollarına yığıldı. Onlar annelerini, İsa elveda iletisinin son cümlelerini söylerken, ayıltmak için bahçeye götürmüştü. İsa daha sonra, annesi ve erkek kardeşleri ile görüşmek için dışarı çıkma niyetindeydi; ancak, Sanhedrin görevlilerinin İsayı tutuklama ve kendisini Kudüse götürme yetkisi ile yolda olduklarına dair haberi getiren bir biçimde Tiberyadan çıkmış olan bir ulak buraya ulaşmıştı. Andreas bu iletiyi almış, ve, İsanın konuşmasını bölen bir biçimde, kendisine iletmişti.
154:6.7 (1722.3) Andreas, Davudun, Zübeydenin evi etrafında korucuyu görevlendirmesini hatırlamamıştı; ve, hiç kimse bu koruyucuları şaşırtamazdı; böyle bir durumda, o İsaya neyin yapılması gerektiğini sordu. Üstün; annesi, Benim annem yok sözünü duymuş halde bahçede büyük şaşkınlıktan kurtulmaya çalışırken, orada sessizlik içerisinde durmaktaydı. Odada bir kadının ayağa kalkıp şunu haykırışı tam da bu zaman zarfında gerçekleşmişti: Seni taşıyan rahim kutlu olsun, seni beslemiş göğüsler kutlu olsun. İsa, Andreas ile olan konuşmasından bir anlığına dönüp, şunu söyleyen bir biçimde bu kadına cevap vermişti: Hayır, bunun yerine, Tanrının sözünü duyan ve ona uymaya cüret eden kişi kutlu olsun.
154:6.8 (1722.4) Meryem ve İsanın kardeşleri İsanın kendilerini anlamadığını, aslında kendilerinin İsayı anlamamış olduklarını çok az anlamış bir biçimde, İsanın kendilerine olan ilgisini kaybettiklerini düşünmüştü. İsa, insanların geçmişleri ile olan ilişkilerini koparmalarının ne kadar zor olduğunu bütünüyle anlamıştı. O, insan varlıklarının duyurucunun ikna ediciliği karşısında nasıl fazlasıyla etkilendiğini bilmekteydi; ve, o, aklın mantık ve nedenselliğe cevap verirken, vicdanın duygusal çekime nasıl karşılıkta bulunduğunu bilmekteydi; ancak, o aynı zamanda, insanları geçmişlerinden ayırmaya ikna etmenin ne kadar kıyas edilmeyecek düzeyde zor olduğunu bilmekteydi.
154:6.9 (1722.5) Yanlış anlaşıldıklarını ve değerlerinin takdir edilmediğini düşünen herkesin İsaya, duygudaş bir arkadaş ve anlayışlı bir danışman olarak sahip oluşu sonsuza kadar gerçektir. O havarilerine, bir kişinin düşmanlarının aynı haneden olabileceğini uyarmıştı; ancak, bu tahminin kendi öz deneyimine uymaya nasıl da yaklaşacağını çok az aklından geçirmişti. İsa, yeryüzü ailesini Babasının görevini yerine getirmemek için terk etmemişti ailesi İsayı terk etmişti. Daha sonra, Üstünün ölümü ve yeniden dirilişinden sonra, Yakup öncül Hıristiyan hareketi ile ilişkili hale geldiğinde, İsa ve takipçileri ile olan öncül birlikteliği memnuniyetle deneyimlemeyişinde ölçülemeyecek düzeyde acı çekmişti.
154:6.10 (1723.1) Bu olaylardan geçtiği süre boyunca İsa, kendi insan aklının taşımış olduğu sınırlı bilginin rehberliğinde ilerlemeyi tercih etmişti. O, yalın bir kişi olan birliktelikleri ile deneyim sürecinden geçmeyi arzulamıştı. Ve, ayrılmadan önce ailesini görmek İsanın insan aklından geçmişti. Konuşmasının ortasında onu sonlandırmayı ve böylece uzun bir süreli bir ayrılıktan sonra onların ilk buluşmasını bu türden bir kamu olayı haline getirmeyi istememişti. O öncesinde, bu konuşmayı bitirmeyi ve daha sonrasında ayrılmalarından önce onlarla bir sohbeti gerçekleştirmeyi amaçlamıştı; ancak, bu tasarım, doğrudan takip etmiş olan kumpas hadiseleri ile uygulanamamıştı.
154:6.11 (1723.2) Onların kaçışlarının aceleciliği, Davudun ileticilerinden oluşan bir kafilenin Zübeydelerin evinin arka kapıya olan varışıyla daha da artmıştı. Bu kişiler tarafından yaratılmış olan ani hareketlilik havarileri, bu yeni ulaşan kişilerin onların tutuklayıcıları olduklarına dair düşünceye doğru iten bir biçimde korkutmuştu; ve, doğrudan bir tutuklanmadan duydukları korku içinde onlar, bekler haldeki teknenin ön girişine doğru aceleyle hareket etmişlerdi. Ve, tüm bunların hepsi, İsanın, arka verandada beklemekte olan ailesini neden görmeyişini açıklamaktadır.
154:6.12 (1723.3) Ancak, İsa, acele için oradan uzaklaşır halde tekneye adım atarken Davud Zübeydeye şunu söylemişti: Anneme ve kardeşlerime, onların gelişini takdir ettiğimi ve onları görme amacı taşımış bulunduğumu söyle. Onlardan, benden alınmamalarını, bunun yerine Tanrının iradesine dair bir bilgiyi ve bu iradeyi gerçekleştirmek için şükranı ve cesareti arzulamalarını iste.
7. Aceleci Kaçış
154:7.1 (1723.4) Ve, böylece, İsa ve on ikili havarisi ve on iki öğreti-yayıcısının, Hirodes Antipadan gelen, Tanrıya hakaret ve Musevilerin kutsal yasalarına olan diğer karşı geliş suçlamasıyla İsayı tutuklama ve onu mahkeme için Kudüse getirme yetkisiyle Bethsayda yolu üzerinde bulunan Sanhedrin görevlilerinden gerçekleştirdiği bu aceleci kaçış bu Cuma sabahı, Mayısın 23ü, M.S. 29 yılında yaşanmıştı. Yirmi beş kişilik bu kafilenin küreklere davranıp, Celile Denizinin doğu kıyalarına doğru açılmaları bu güzel sabahta neredeyse sekiz buçukta gerçekleşmişti.
154:7.2 (1723.5) Üstünün teknesini takip eden başka bir, küçük yelkenli bulunmaktaydı; bu tekne, İsa ve onun birliktelikleri ile iletişime devam etme ve onların bulundukları yer ve güvenlerine dair bilgiyi, belirli bir süre boyunca krallığın görevi için yönetim merkezi olarak hizmet etmiş bulunan Bethsaydada Zübeydenin evine düzenli olarak aktarma sorumluluğu verilmiş olan, Davudun yedi ileticisini taşımaktaydı. Ancak, İsa bir daha tekrar Zübeydenin evini kendi evi olarak kullanmamıştı. Bu aşamadan itibaren, yeryüzü yaşamının geride kalan kısmı boyunca, Üstün gerçek anlamıyla başını koyacak bir yere sahip değildi. Artık o, yerleşik bir yere benzer bile bir şeye sahip değildi.
154:7.3 (1723.6) Onlar, Keresa kasabasına yakın bir yere kadar kürek çekmiş, tekneyi arkadaşlarının gözetimine emanet etmiş ve Üstünün yeryüzü üzerindeki yaşamının bu önemli olaylara sahne olmuş son yılının istikameti çok belli olmayan dolaşımlarına başlamışlardı. Bir süre boyunca onlar, Keresadan Kaesarea-Filippiye giden, böylece Fenikenin sahiline kadar inen bir biçimde, Filipin bölgelerinde kalmaya devam etmişlerdi.
154:7.4 (1723.7) Kalabalık, bu iki teknenin doğu sahiline doğru yola çıkışlarını izleyen bir biçimde, Zübeydenin evi çevresinde vakitlerini geçirmeye devam etmişlerdi; ve, kafile, Kudüs görevlileri acele edip İsayı arayışlarına başladığında, yollarına çoktan çıkmış haldeydi. Görevliler İsanın kendilerinden kaçmış olduğuna inanmayı reddetmişti; ve, İsa ve onun kafilesi Batanea boyunca kuzeye doğru hareket ederken, neredeyse bir hafta boyunca vakitlerini, İsayı Kapernaumun komşu mekânlarında nafile bir biçimde arayarak geçirmişlerdi.
154:7.5 (1724.1) İsanın ailesi Kapernauma geri dönmüş olup, neredeyse bir haftayı, konuşarak, tartışarak ve dua ederek geçirmişti. Onlar, kafa karışıklığı ve hayret edici duygularla dolmuştu. Onlar, Ruthun Davuddan baba-kardeşinin güvende, sağlığının yerinde ve Fenike sahiline hareket ettiğini öğrendiği yer olan Zübeydenin evine gerçekleştirmiş olduğu bir ziyaretten döndüğü Perşembe öğleden sonrasına kadar hiçbir huzura sahip olmamışlardı.